VEYSEL AĞDAR / DUBAİ
Dünyanın önde gelen şekerleme fuarlarından “YUMMEX ME” fuarı, bu sene “ISM ME 2022” ismiyle Dubai’de düzenlendi. Şekerli mamuller ve hammaddeleri için düzenlenen Dubai ISM Middle East 2022 Besin Fuarı’nda Türkiye rüzgarı esti. Fuara birlik olarak son 4 yıldır katıldıklarını belirten İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Lideri Kazım Taycı, fuarın çok verimli geçtiğini; Afrika’dan, Uzak Doğu’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan ve dünyanın birçok yerinden alıcıların geldiğini söyledi. Taycı, resesyon ve artan maliyet nedeniyle kapasite küçülten Avrupalı üreticilerin pazar kaybetmemek için Türk firmalarına üretim yaptırmak istediklerini, bunun için pazar araştırması yaptıklarını kaydetti.
Gıdada en büyük pazar Ortadoğu, hub’da Dubai
Türkiye’nin; hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar mamulleri ihracatında Ortadoğu’nun birinci sırada olduğunu kaydeden Taycı, “Gıdadaki en büyük pazarımız Ortadoğu. Irak, Suriye ve Körfez ülkeleri bunların en başında gelen ülkeler. Dubai, insanların ülkeye gelişini çok kolaylaştırdı. Vize, uçuşlar, konaklama hizmetleri, turistlerin ilgisini çekebilecek ve gereksinim duyabileceği her türlü şey, mevzuatın kolaylaşmış olması, vergisel avantajlar Dubai’yi tam bir fuar kenti haline getirdi. Dubai, son 25 yıldır Asya Pasifik Bölgesi’nin, tüm Ortadoğu’nun ve Afrika’nın dağıtım bölgesi haline geldi” dedi.
Taycı, ayrıyeten Dubai’nin; Afrika’nın, Uzak Doğu’nun, Ortadoğu’nun üreticisinin ve ithalatçısının alım ve satım süreçlerini gerçekleştirdiği çok önemli ReExport hacminin olduğu bir ülke olduğunu kaydetti. Fuarda toplam 6 bin 100 iştirakçi olduğunu ve Türkiye’den 200 Türk firmasının katıldığını söyleyen Taycı, 110 bin metrekarelik fuar alanının 5 bin metrekarelik kısmını Türk firmaların oluşturduğunu belirtti.
13 milyar dolarlık ihracat hedefi
İHBİR’in bu yılki ihracat maksadının 13 milyar dolar olduğunu belirten Taycı, ihracatın yaklaşık 3,5 milyar dolarının Avrupa Birliği ülkelerine, yüzde 50’lik kısmının ise Ortadoğu ve Afrika bölgesine yapıldığını söyledi.
İşlenmiş eserlere büyük yatırım
Türkiye’nin dünya un ihracatında 1 numara olduğu söyleyen Taycı, “Yaklaşık 15 yıllık periyotta işlenmiş tarım ürünleri grubunda Türkiye’de çok büyük yatırımlar yapıldı. Şu anda dünya makarna pazarında yüzde 6’lık bölümü biz teşvik ediyoruz. Bir marketin gıda reyonlarına baktığınız zaman et, süt, protein ve türevlerini bir kenara bıraktığınızda geriye kalan tüm ürünler bizim. Ayrıca, işlenmiş tarım ürünlerinin ihracatta katma değeri çok fazla” dedi.
“Talebe yetişemiyoruz”
Suudi Arabistan’ın besinde çok değerli pazarlardan bir tanesi olduğunun altını çizen Taycı, diplomatik ve siyasi ilgilerin düzelmesiyle birlikte önemli manada görüşmelerin olduğunu söyledi. Taycı; öbür dünya ülkelerinde mutabakatların olmasından ötürü Suudi Arabistan’a verebilmek için kâfi eser bulmakta kahrın yaşandığını lisana getirerek, kesimin doluluk manasında yeterli düzeyde olduğunu; Rusya’nın tüm kapılarının açıldığını, Suudi Arabistan’ın açıldığını lakin tek sorunun taleplerinin çok altında eser verebilmeleri olduğunu söyledi.
Güney Amerika’da yerli eser tanıtımı
Güney Amerika’da Türk eserlerinin tanıtımı için çeşitli tertipler yapıldığını söyleyen Taycı, “Türk dizileri, Güney Amerika’da Brezilya dizilerinden sonra en çok izlenen diziler. Burada, belirli ürünlerimizi diziler içerisine yerleştirerek tanıtım faaliyetlerinde düğmeye basıyoruz. Bulgurumuz, Türk kahvemiz, şerbetli ve hamur tatlılarımız, kestane şekerimiz, Mevlana şekerimizden oluşan 9-10 tane farklı ürün var. Diziler vasıtasıyla yerli ve milli ürünlerimiz buralarda gözükmeye başlayacak” dedi.
AVRUPA ARTIK RAKİBİMİZ DEĞİL, FİYAT TUTTURMAKTA ZORLANIYORLAR
İHBİR İdare Heyeti Lideri Taycı, bu fuarla aşağı üst 4. aya kadar alınacak siparişler şekillendirilebileceğini söyledi. “Avrupa artık rakibimiz değil, fi yat tutturmakta oldukça zorlanıyorlar” diyen Taycı kelamlarına şöyle devam etti; “Zaten Avrupa şu anda çok farklı ve ciddi sorunlar yaşıyor. Geçmişte İtalyanlar, İspanyollarla ve Doğu Avrupa’daki bazı firmalarla rekabet içerisinde olurduk. Fakat, şu anda onların bizlere göre fiyatları daha da yukarıda kalıyor. Avrupa’daki işlenmiş tarım ürünlerindeki büyük fabrikalar son zamanlarda kapımızı çalmaya başladılar. Bizlere kendi markalarıyla üretim yaptırmayı teklif ediyorlar. Avrupa’daki gıda devleri “Kaç para istiyorsun?” diye sormaksızın alımları gerçekleştirebilirler. İtalyanlar bu mevzuda çok fazla sorup sorguluyorlar. Birçok Alman firması keza araştırma soruşturma halinde. İngiltere’den, Çek Cumhuriyeti’nden bölgesel lokal markaların alımı oldu. Kendi firmalarımızla ilgili araştırma yaptığımız için de şunu söyleyebilirim; hala Avrupa, Orta Doğu, Doğu Asya, Afrika yani Ankara’nın üzerine pergeli koyup da şöyle bir yuvarlak çizdiğimiz vakit bu bölgedeki hala en cazip en uygun üretim merkezi Türkiye. Hala bu bölümde alacağımız çok önemli aralıklar var.”
