Adnan Oktar davasında cezaların onanması istendi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü” davasında mahkumiyetlerin onanmasını istedi. Başsavcılık, Adnan Oktar’a “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme”, “ağırlaştırılmış cinsel saldırı” ve “kişiyi hürriyetten yoksun kılma” suçlarından verilen cezaların onanmasını talep etti.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, temyiz bozma kararının ardından 72’si tutuklu 215 sanığın yeniden yargılandığı “Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü” davasında 16 Kasım 2022’de kararını açıkladı. Mahkeme, Adnan Oktar’ı yönetici pozisyonunda olduğu için diğer sanıkların işlediği hatalardan sorumlu tutarak, Oktar’ı toplam 8 bin 658 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Mahkemenin yönetici pozisyonunda olduğunu düşündüğü diğer sanıklar arasında Alev Babuna, Aylin Atmaca, Ayşegül Hüma Babuna, Bora Yıldız, Ulviye Didem Ürer, Yeliz Kabahati, Merve Büyükbayrak, Sinem Hacer Tezyapar, Tarkan Yavaş, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Mehmet Noyan Orcan ve Fatma Ceyda. Ertüzün’e de 8 bin 658 yıl hapis cezası verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi de 12 Nisan 2023’te bu cezalara yapılan itirazı reddetti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen yazıda
Dosya bu kez Yargıtay’a taşındı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Adnan Oktar davasına ilişkin tebliğini tamamladı. Başsavcılık, başta Adnan Oktar olmak üzere tüm sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararlarının onanmasını talep etti. Açıklamada, Oktar’a yönelik “silahlı suç örgütü kurma ve yönetme”, 34 kişiye yönelik “cinsel istismar ve saldırı”, 12 kişiye yönelik “özgürlüğünden yoksun bırakma” suçlarının ayrıntılarına yer verildi.
DW Türkçe, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne gönderilen tebligatın detaylarına ulaştı. Tebliğde “Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü”nün tarihsel süreci anlatılırken, örgütün Oktar’ın “Mehdi” olduğu inancı üzerine kurulduğu ileri sürüldü. Tebliğde, Ulviye Didem Ürer’in Adnan Oktar’dan sonra örgütteki ikinci adam ve en yetkili kişi olduğu belirtilirken, Tarkan Yavaş’ın da tüm erkek örgüt üyelerinin üstünde “Kardeşler İmamı” konumunda olduğu kaydedildi. Tebliğde, Adnan Oktar teşkilatında polis memuru, adliye memuru, para yöneticisi gibi atamaların yanı sıra Hukuk Grubu, Kız Alma Grubu, Ticari İşler Grubu, Kitap Yazım Grubu gibi iş departmanlarına atamalar yapıldığı kaydedildi.
Korkutma ve korkutma iddiaları
Oktar’ın 12 kişiyi hürriyetinden mahrum etme suçunu işlediği iddia edilen tebliğde, sanığın mağdurlara fiziki korkutmanın yanı sıra “dini korkutma” da yaptığı belirtildi. Tebliğde, örgütten kaçarak dışarıda yakalananların örgüt lojmanına geri getirildiği belirtilirken, kaçmaya çalışanlara kapının kilitlendiği, alarm ve takip sistemlerinin kurulduğu iddia edildi. yurttan ayrılmalarını engellemek.
Bildirimde, müşteki Muazzez Arık’ın, babasının vefatından sonra bile babasının cenazesine katılmasının engellendiği iddia edilirken, Muazzez Arık ve Yıldız Arık isimli kardeşlerin ise olay yerinde olmalarına rağmen birbirleriyle görüşmelerine izin verilmediği kaydedildi. organizasyon. Tebliğde, “Örgüt hayatına ve örgüt liderinin sapkınlıklarına dayanamayan ve örgütten ayrılmak isteyenlerin, ‘ateist olacaksın, sen olacaksın’ gibi sözler söyleyerek psikolojik olarak etkilendikleri” belirtildi. Münafık olursan cehenneme gidersin’ diyerek bu kişilerin aileleriyle görüşmeleri engellendi ve daha önce örgütten ayrılanların başına gelenler örnek gösterilerek onlara dışarıda yaşama fırsatı verildi.” Suç olmadığı algısı oluşturmak, tehdit, şantaj ve karalama faaliyetleri gibi çeşitli baskı araçlarıyla bu kişilerin özgürlüklerinin sonlandırıldığı, bir yere gitme veya bir yerde kalma tercihlerinin ortadan kaldırıldığı açıklandı.
Cinsel saldırı suçlamasının ayrıntıları
Bildiride, Adnan Oktar’ın 34 kadın ve çocuğa yönelik cinsel istismar suçundan aldığı cezaların da onaylanması talep edilirken, bu suçlamaya ilişkin ayrıntılara da yer verildi. “Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü”nün amacının, temel yanlışlar arasında yer alan cinsel istismar ve cinsel saldırıyı “Turnike sistemi” adı verilen cinsel sömürü düzeneği üzerinden gerçekleştirmek olduğu iddia edilen iddianamede, örgütün bu sistemi çarpıttığı belirtiliyor. Bu bağlamda Kur’an ayetlerini İslam dinini çarpıtarak örgüt üyelerine yapmışlar. Bunun doğal karşılandığı ileri sürüldü.
Tebliğde, AVM’lerde, genç kızların yoğun olarak vakit geçirdiği mekanlarda, sosyal paylaşım sitelerinde, internette ve kurumun gerekli gördüğü her yerde kız getirmekten sorumlu kuruluş yönetici ve üyelerinin belirlendiği, örgütün kaynaklarıyla örgüt yönetici ve üyelerine lüks arabalar ve yalılar sunulmaktadır. Bu kapsamda benzer evlerin, pahalı hediyelik eşyaların ve eşyaların tahsis edildiği açıklandı.
“Adnan Oktar’a sunmak üzere…”
Tebliğde, aldatılan kızların “Turnike sistemi”nden geçirilmek üzere ilk olarak yalılarda misafir edildiği belirtilirken, Adnan Oktar’ın adının ilk kez burada geçtiği, yemek hazırlayıp ikram ettikleri kaydedildi. Bu evlerde eğlence ortamı. Hedef kızın süreç içerisinde birden fazla örgüt mensubu ile cinsel ilişkiye maruz kaldığı kaydedildi ve artık örgütün lideri Adnan Oktar’a sunum aşamasına geçildi.
Bu şekilde sisteme giren şahsın direncini kırdıkları, yeniden arkadaş olan örgüt üyesi tarafından Adnan Oktar’la tanıştırılacağı bahanesiyle götürüldüğü belirtildi. Açıklamada, Adnan Oktar’ın buraya gelen her hedef kıza iltifat ettiği, erkek arkadaşıyla evleneceğine söz verdiği, hedef kıza lüks takılar ve hediyeler sunduğu belirtildi. Bu sürecin sonunda Oktar’ın mağdur kıza cinsel istismar ve saldırıda bulunduğu, bu aşamaya kadar hedef kızı köle olarak kullandıkları, bunu yaparken de çok yoğun telkinlerde bulundukları ifade edildi. Adnan Oktar Mehdi’ydi. Tebliğde, bu sistemde zulme uğrayan ve köle gibi kullanılan hedef kızın, tek çıkış yolu olan mehdi olarak Adnan Oktar’la evlenmeye ikna edildiği, uygulama gereği ve Örgütün talimatıyla hedef kızla imam evliliği yaptırdılar ve onu haremine katarak köleleştirdiler.
Tebliğde bu sistemin, Mehdiyet’in çıkış alametlerinden biri olan “1000 bakire kızla birlikte olma” kriterini yerine getirmek amacıyla örgüt yöneticisi Adnan Oktar’ın talimatıyla kurulduğu ileri sürüldü.
DW Türkçe’ye sansür olmadan nasıl erişebilirim?